Yazılar

Bir Söz Yeter Bazen de

Halk arasında İbn Sina için verilen yaygın bir örnek vardır. Medresenin bu kafası kalın öğrencisi bir türlü dersi anlamaz ve bir gün “bu iş bana göre değil” diyerek bırakır gider. Yolda bir kuyuya rastlar. İpiyle su çeker ve içer. Ama bir şey dikkatini çeker. İp, kuyunun taşını oymuştur gide gele. Düşünür, dediğini der ve medreseye geri döner…

Herhalde bu İbn Sina şu meşhur olan değildir.

Çok yaygındır böyle bir olayın, bir sözün, bir musibetin ders vermesi, hayırlara vesile olması. İşte onlardan biri de İsmail Gelenbevî Efendinin başına gelir.

Siyer Okuma Kampanyası

“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir.”(Tevbe, 128)

Yemin olsun ki, size hakikaten bir resul geldi. Öyle bir resul ki, her şeyden evvel sizden biridir. Yani kendi içinizden ve kendi cinsinizdendir. Yani melek değil, beşer cinsinden, aslı ve nesebi belli, Arabî ve Kureyşî, Harem ehlinden birisidir

Yan Gelip Yatarak İktidar Olunmaz

Siyaset ya kendine, ya da millete hizmet için yapılır. Doğrusu siyaset milletin sorununu çözmek için vardır. Bu yüzden hazineden para alırlar, bu yüzden maaşları, özel güç ve imkanları vardır.

Peki şimdi mecliste olanlar ne yapıyor? İki amacı da gerçekleştiriyorlar. Kimisi kendisi için, kimisi millet için, kimisi de her ikisi için.

Yargı da Hesap Verecek

Danıştay Başkanlar Kurulu'nun 3.5 saat süren toplantısının ardından Birden, Başkanlar Kurulu üyeleri ile düzenlediği basın toplantısında, tam bağımsız bir yargının tesisi için görüş ve önerilerini milletle paylaşmaktan geri durmayacaklarını belirtmiş.(*)

Üslubuna bakarsanız öyle bir hava veriyor ki, sanki ortam 12 Eylül, açıklama yapmak çok tehlikeli, ama o vatansever başkan her türlü tehlikeyi göze alarak tam bağımsız bir yargının tesisi için görüş ve önerilerini milletle paylaşmaktan geri durmuyor.

Kendime Kızıyorum

Gazete veya haber sitelerinde yazmak biraz da güncel yazmayı gerektiriyor. Daha önce öğrendiklerinizi projektör gibi olaylara tutuyor ve yorumluyorsunuz. Arka planı görmeye çalışıyor, muhtemel olayları önceden sezmeye ve doğru davranışları önermeye gayret ediyorsunuz. Ya da olan biteni değerlendiriyorsunuz.
Ama bazen de “bütün bunlar anlamsız. Bunu olay sahibi de biliyor. Yanlışı da bilerek yapıyor. Kamuoyunun da bunu bilmesi gerek. Senin bunları yorumlayacağım diye zaman öldürmene gerek var mı? Daha faydalı işler yapamaz mısın?” diyerek kendime kızıyorum.

Müjde Ey İnsanlar!

Evet, “Müjde Ey İnsanlar!” diye sevinçle haykırıyoruz. Bu sesin duyulmasını istiyoruz. www.ilimistan.com açıldı.

Mahkemeye Giden Halka Nasıl Gider?

Sizin haliniz kime benziyor biliyor musunuz?

Adamın birisi Ramazan ayında hiç oruç tutmaz, ama her gün sahur yemeyi de terk etmezmiş. Nihayet ailesinden birisi, “madem oruç tutmuyorsun, sahura niçin kalkıyorsun?” diye sormuş.

Adam pişkin pişkin cevap vermiş: “Sahura da kalkmayıp yerli gavur mu olalım?”

Sizi de “halka gitmeyelim de yerli diktatör ve faşist mi olalım?”

Öyleyse referandumdan niye kaçıyorsunuz?

“Kral Çıplak”

Bunu kimse söylemiyor etrafından.

CHP bu mu gerçekten? CHP bu kadar mı? Grisi, ilerisi, hepsi bu kadar mı?

Çok garip, Baykal da, Baytok da “biz yapmadık” demiyor. Eğer bunu demiyorsanız, diyemiyorsanız, hiç ağzınızı açmayın, başka şeyler de demeyin, evinizde oturun bari.

“Yeni bir olaydır. 15 günün işidir” diyor Baykal.

Nerden biliyor?

Evet, böyle bir olay yaşanmamışsa, nerden biliyor?

Baykal genel başkanlıktan istifa etti. Niçin?

“Komplo varmış.”

“Aynısını Yaparlar”

Rahmetli Kadir Kızdırıcı Hocamız anlatmıştı. Kahramanmaraş’ın Divanlı Camiinin müezzin efendisi minareye çıkar. Sağına soluna bakar, etrafta zarar göreceği kimse yoktur. Elini atar kulağına ve neşeyle ezan okumaya başlar: “Allahu Ekber, Allahu Ekber.”

“Ne volur ne olmaz” diye aşağıya bir daha bakar. Bir de ne görsün, aşağıdan kendi tabiriyle “tengirşek şapkalı” birisi gelmektedir. “Eyvah!” der içinden ve çevirir ezanı: “Tanrı uludur, tanrı uluduuuur.”

Değişimler Hep Sancılıdırlar

“Çankaya'da Dışişleri Konutu, eski deyişle Hariciye Köşkü. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu dolayısıyla yorucu ve gergin bir gün geçirmiş olan Ak Parti'nin cumhurbaşkanı adayı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül çalışma odasında bilgisayarının başında internette dolaşırken dinlenmeye çalışıyor.

Eşi Hayrünnisa Hanım ise televizyonda “Hatırla Sevgili” dizisini izliyor. Menderes'in, Polatkan ile Zorlu'nun darağacında biten acıklı sonlarını düşündükçe gözyaşlarını tutamıyor.
Bir ara Abdullah Bey'in yanına gidiyor, ekrana gözü ilişince:

Sayfalar