Yazılar

Hartlap

“Belki birçoğunuz “bu da nedir?” diyeceksiniz.

Haklısınız elbette. Hemen söyleyeyim, “Hartlap”, bizim köyde bol bulunan bir ağaç türüdür. Bodur sayılan, kök ve dalları kırmızı, yaprağı her mevsim canlı bir açık yeşil, hani büyük şehirlerde olsa saksılara girecek, salonları süsleyecek kadar güzel bir ağaç. Ama bizim köylü olunca, benim gibi gariban kalmış…

“İyi de kardeşim, bize ne bundan?” dediğinizi duyar gibiyim.

Belki yine haklısınızdır. Ama bizi bir yerde ilgilendiriyor. Çünkü bu “Hartlap” aynı zamanda bizim köyün de adıdır.

Dilipak’a Yapılanlar

Abdurrahman Dilipak kardeşimiz için mahkeme safhası devam ederken bir yazı yazmıştım. Şimdi o dava kesinleşti ve maalesef korkulan oldu. Düşünce ve ifade hürriyetini katleden bir dava gibi değerlendirilen bu karara, yani “Hakkımı helal etmiyorum” ifadesi yüzünden Abdurrahman Dilipak'ın tazminata mahkûm edilmesine ve evinin satılmasına her çevreden çığ gibi tepki geldi ve gelmeye devam ediyor.

Ümmet Birliği Ve Vize Sorunu

Çok üzüldüğüm bir şey var, İslam’ın bir güzelliğini biz terk etmişiz, ecnebiler almış kullanıyor ve faydalanıyorlar. Biz de onları örnek göstermek zorunda kalıyoruz.

İşte AB de öyle bir şey!

Fitne Uyanık Aman Dikkat

Bugünlerde siz, biz hepimiz, herkes mayınlı bir arazide yürür gibi hassas ve dikkatli olmalıyız. Konuştuklarımızı, yapıp ettiklerimizi iki kere düşünmeliyiz. Yoksa yanlışlıkla bastığımız bir mayın bizi öldürmese de parçalayabilir ve ömür boyu acı çektirebilir.

Düşmanlarını uyandırıp tahrik etmeden tehlikeli bir vadiden geçen bir birlik gibi hareket etmemiz gerekiyor. Daha sıkı, daha dikkatli, daha uyanık, daha tedbirli, daha sessiz…

Kırmızı Çizgiler Çoğalmasın

Şimdi Org. Başbuğ da konuşmuş ve bazı kırmızı çizgileri açıklamış oldu. İyi, böyle bir açıklama vazifeleri varsa, varsın yapsınlar. Partiler de kırmızı çizgilerini ortaya koyuyor. “Bunları konuşmayız, tartışmayız” diyorlar.

Acaba bu tutum ne kadar doğru?

Bir önceki yazımızda fitnenin uyanık olduğunu ve aramızda kol gezdiğini yazmış, “hassas ve dikkatli olmalıyız”, “konuşmayalım değil, bağırmayalım yeter” demiştik.

Yücel Çakmaklı’ya Fatihalar

Haberi alınca üzüldük tabi. Hasta hanede yatarken dua ediyorduk kendisine. Ne yapalım, hüküm Allah Teâlâ’nındır, itiraz hem faydasız, hem de ayıptır. “Bunda da vardır bir hayır, neylerse güzel eyler” diyerek teselli olmalı ve sabırla karşılamalıyız her musibeti. Biliyoruz, “her can ölümü tadacaktır.” İnşallah ona tatlı gelmiştir ve ruhu bedeninden tere yağından kıl çeker gibi suhuletle çıkarak Hakka ulaşmıştır.

Neden Bu Merak Ertuğrul Efendi?

Bakınız aklına ne düşmüş Ertuğrul Özkök’ün. Odan dinleyelim: “Merak edip arkadaşlara sordum. Son yıllarda ramazan ayında camiye gidenlerin sayısında bir artış var mı?

Arkadaşlarımın elinde araştırma verileri ve istatistiki bilgiler yoktu. Sadece gözlemlerimizle konuştuk. Çoğunun gözlemi ve izlenimi şuydu:

Ramazan ve cuma günleri camiye giden insan sayısında belirgin bir artış vardı.

Şu Malum Zihniyet

19.08.2009 Çarşamba akşam haberlerinde Bağdat’taki patlama kadar kanımı donduran bir haber izledim. Dehşet verici olduğu kadar aynı zamanda utanç vericiydi de. Devlet ve bürokrasinin halkına karşı geldiği noktayı gösteriyordu.

Bence “Ergenekon” işte buralardan besleniyor, dal budak sarıyor ve hakkı, hukuku, özgürlükleri, halkın iradesini, yani demokrasiyi yiyip bitiriyordu. Bence bu aynen “İttihat ve Terakki” zihniyetinin nasıl da hayatiyetini devam ettirdiğinin açık bir göstergesiydi.

Açılıma Bir Teklif

Televizyonda haberleri izliyoruz. Evladı askerde can vermiş bir ana acıdan yarı baygın vaziyette sayıklar gibi konuşuyor:

“Başbakan Erdoğan’a benden selam söyleyin. Barışı hemen yapsın. Benim kuzum öldü, başka evlatlar ölmesin. Ben yandım, başka analar yanmasın…”

Ağlamamak mümkün mü?

Şimdi kendi kendimize konuşuyoruz:

Bu ana niye ağlıyor?

Teröristler yavrusunu vurmuşlar.

Peki onlar niye terörist olmuş?

Güya haklarını almak için.

Hak almak için öldürmekten başka yol yok mu?

İlim Adamının Özellikleri

Bu günlerde yeni bir kitap üzerine çalışıyorum. Yıllardır okudukça malzemesini dosyaya atardım.bu kitap ilim serisinin 5. ve son kitabı olacaktı. İlk dördü basılmıştı. Bu da yazılıp bitsin istiyordum. Malzeme çoğaldı. Anlaşılan bu seri daha da devam edecek.

Sayfalar