Yazılar

Dilipak’a Yapılanlar…

Abdurrahman Dilipak kardeşimiz bu çağda Müslümanların yüz akı bir yazarımızdır. Yıllardır kalemini ve kelamını davası adına kullanan, sözü özüne uygun bir kahramandır. “Bir mukaddes yüke” “sonunda ne rütbe, ne de mal” talebi olmadan “gönüllü hamal” olmuştur. Bir başka hemşerimiz Üstad Necip Fazıl gibi, “saf çocuğudur masum Anadolunun.”

Bu günlerde “zehirle pişmiş aştan” yediriyorlar ona yargı yoluyla “hakkını helal etmedikleri”, “ve ayrılık evden” diyorlar.

“İnançta Kirlenme” I

Değerli okuyucularımıza buradan duyurmaktan mutluluk duyarı ki, başlıkta gördüğünüz “İnançta Kirlenme” adıyla yeni kitabımız çıkmış ve okuyucusuna ulaşmıştır. Kitap yine Beyan / Toprak Yayınlarındandır ve 176 sayfadır.

Biz bu kitabı “İnançta Arınma” isimli kitabımızın son bölümü olarak yazmıştık. Daha önce basılan “İmanın Kıymeti Ve Korunması” ve “İman Ve Etkisi” ile bunlar ve ileride basılacak olan “İnancın Kıvancı”, aynı konuda birbirini tamamlayan kitaplardı.

“İnançta Kirlenme” II

Bir önceki yazımızda eçen yüzyıldaki macerayı yazdıktan sonra şöyle bitirmiştik: “Şimdi Müslümanlar kendi devletleri eliyle kendini, yani kendi dinini, medeniyetini, kültürünü, hukukunu, örfünü, âdetini, ahlakını, an’anesini, hatta kılığını, kıyafetini, yazısını, ölçülerini, kısacası topyekûn benliğini, kişiliğini ve tarihini inkar etmeye zorlanıyordu.

Peki bunları atacak ve yerine neyi koyacaktı?

İslam Fitne mi Oldu? I

Zihnimizi dinden arıtmak ve düşüncemizi laikleştirmek için dil devrimi yaptılar. Konuştuklarımızı dini çağrıştırmasın istiyorlar. Mesela “nur” dersen, kutsal ışık, dinî aydınlanma akla gelir ister istemez. Bu da dini çağrıştırır.Ya “ışık” dersen, “ışın” dersen dini çağrıştırır mı?

Başbakan Eğitimi Ciddiye Almalıydı…

Lafı gevelemeden söyleyelim, yeni bakanlar iyi güzel de, Milli Eğitimi anlamadım. Yoksa Bülent Arınç ve Ahmet Davudoğlu’na çok sevindim. Sadullah Ergün ve Nihat Ergün’e güven duyarım. Diğer yenileri pek tanımıyorum. Böylece tanımış olacağız herhalde.

Başarılı bir çalışma gösteren sevgili silah arkadaşım Faruk Çelik hariç, yeri değiştirilenleri saymayalım. Tertibimi bu vesile ile bir kere daha tebrik ederim.

Mecliste Eğitimci Yok muydu?

Şimdi yeni bir soru soracağız ama bunun iyi anlaşılması için önceki yazımızdaki soruları hatırlamamız lazımdır.

“Başbakan ve de herkes şu soruya açık yüreklilikle cevap vermeli, acaba sağlık bakanlığına bir eğitimciyi atayabilir miydi?

Ya da Adalet Bakanlığına bir doktor atayabilir miydi?

Maliye bakanlığına bir hukukçu olur mu?

Tarım bakanlığına bir sanayici mesela?

Soruları uzatmayalım, bunların hepsi de yanlış olur, hatalı olur. Şık da olmaz. Şıklık ne kelime, hatta ayıp olur, çirkin olur.

İlim Ve Tevazu

Biraz uzun oldu ama hikaye olunca rahat okunur inşallah Pazar yazısıdır diye ikiye bölmedim.

Gençliğimde duyup dinlediklerimden başka hoca efendilerin birbirleriyle mücadelelerini anlatan birçok kitap ve makale okudum. Bu iş beni çok üzüyor ve sıkıyordu. Hatta koca koca adamlar, kendileri gibi İslam ve Müslümanlar için çalışan mübarek insanları doğru yolun sapık kollarında bulunan müçtehit taslakları diye anlatıyordu. Zaten fabrikaları kapanmış olduğundan zar zor yetiştirebildiğimiz üç beş alimi de biz elimizle yiyip bitiriyorduk.

Din mi Kaldı Töre mi?

Soruyorlar, “biz böyle değildik, bunlar nerden geldi?”

Uzaydan geldi, uzaydan!

Daha bir sürü gelecekler, bekleyin siz.

Bugün Mardin’e, yarın Maraş’a, Sivas’a, Konya’ya, Edirne’ye gelecekler. Hem de böyle sekiz, onsekiz kişi filan da değil. Gurup gurup, akın akın gelecekler.

Bir evde 44 kişi öldürmüşler. Yarın çarşıda, markette, camide daha fazlasını yapacaklar.

Biz de aptal aptal soracağız:

“Biz böyle değildik, bunlar nerden geldi?”

“Bunların hiç mi dini imanı yok?”

“Nerde bizim örf ve adetlerimiz?”

Şimdi kimi suçluyorsunuz?

Aylar önce şöyle yazmışız: “Bizim sistem de başı sıkışınca hep “Allah” der, “İslam” der, “kardeşlikten” dem vurur. Ya sonra?

İrtica ile mücadeleye devam…

Ülke tedbir alınmazsa adım adım bir cehenneme doğru gidiyor.”

Sistem duymuş da tedbir mi almış?

Yok öyle bir şey!

Aylar önce çare de çözüm de yazılmış, ama ciddiye alan mı var?

“Biz millet olarak İslamsızlığın musibetini yaşıyoruz. O’na dönsek, kurtulacağız.”

Yasak Kınanır Ya Haramlar?

Çağdaşlık ve laiklik iddialarıyla dini kamusal ve sosyal hayattan dışlayan, bütün bir toplumsal yapılanmada dini devre dışı bırakan bir insan veya sistem, mesela sigara, alkol, kumar, faiz gibi haramların, hatta kısmen de olsa zina, eşcinsellik, sevicilik, homoseksüellik gibi normal fıtrata aykırı cinsel sapmaların yer yer zararlı olduğunu kabul etse bile, bunların mesela bir uyuşturucu gibi yasaklanmasını şiddetle reddeder.

Sayfalar