Yazılar

Azerbaycan Çocuk Gibi

Dış politika uzmanı değiliz elbette, ama insan ilişkilerinden, karşılıklı vazife ve sorumluluklardan az çok anlarız. Hukuk okuduk, ahlak okuduk. Davranış biçimlerinin iyisini kötüsünü az çok tanırız.

Bu Azerbaycan yönetimine ne oluyor? Son zamanlarda şımarık bir çocuk gibi, tuhaflaştı, garipleşti.

Evet, daha dün bağımsızlığını kazandı ve biz yeni doğan yavrumuz gibi sevindik ve bağrımıza bastık. Bugün serpilip geliştikçe içimiz içimize sığmıyor seyrederken.

İsrail Tam Bir Fitne

Evet, İsrail tam bir fitne.

Bulunduğu yeri fitne ateşiyle cehenneme çeviriyor. Ama er geç bu ateş onu da yakacak.

Kim öğretti ise, “her zaman değil” de demeliydi.

Evet, “en güzel savunma, taarruzdur” diye bir laf var. Fakat her şeyin aşırısı hoş değil. Haddini aşan hayır bile olsa ters teper, şer olur.

İşlerin hayırlısı, orta olanıdır.

İtidal, denge yani.

Yani adalet.

Bunu da biliyor mu İsrail?

Şimdi de kafayı diziye takmış.

Niye? Ne hakla?

Dünyada az mı Yahudi soykırımını işleyen film var?

Zalimlerden Hesap Sorulmalı Her Zaman Her Yerde

Geçtiğimiz yıl eski ABD Başkanı George Bush'a Irak'ta gazeteci Muntazar El Zeydi “Katil” diyerek ayakkabı fırlattığında dünya ayağa kalkmıştı. Bush bu rezilliği sırıtarak savmaya çalışmıştı ama, yüzünden o ayakkabı utancının izi hiç gitmeyecek Cehenneme kadar.

“Zalimler için yaşasın Cehennem.” Ruhun şad olsun Hz. Bediüzzaman.

Ana Babanın Okumakta Örnekliği

Geç farkına vardığım bir gerçek de çocukların çok erken yaşlarda karakter ve alışkanlıklarının oluşumu meselesidir. Biz de öyle imişizdir kuşkusuz, ama farkında olamamışız demek ne yazık ki.

Bu noktada ana babanın sorumluluğu büyüktür. Çocuklar önce onlara bakarak büyüyor, gelişip serpiliyor, karakter ve alışkanlıklar ediniyorlar. Biz de bekleriz ki yavrumuz büyüsün de onları eğitelim. Heyhat, çok geç kalmışız.

“Taksim’e Hoş Geldin”

Vallahi gençleri tebrik gerekir. Hay çok yaşayın emi. Ancak bu kadar olur muhalefet. Ancak bu kadar zarif ve etkili olur bir eylem.

Hay aklınızla bin yaşayın gençler. Haberleri izlerken yerlerde gezen moralimi bir anda ayağa kaldırdınız. Güldüm epey ağlanacak halimize.

İğne batmış balon gibi koca bir eylemin “fısss” diye havasını aldınız bir tek cümle ile, boşa çıkardınız koca bir çabayı, bir yanlışı bitiriverdiniz bir afişle.

Vallahi bravo.

Ön sıralarda CHP milletvekilleri, parti yetkilileri olmak üzere yürüyorlar avukatlar ve yandaşları. Şikayetleri ne?

Yakın Tarih ve Seyyit Rıza,

Basına bir not düştü: “CHP'li Onur Öymen Meclis'te yaptığı konuşmada Dersim Olaylarını örnek göstererek Alevileri ile Kurtuluş Savaşındaki düşman güçler ile PKK'lıları bir tuttu. Öymen Tunceli halkını işgalci güçler ve teröristlerle aynı kefeye koydu. “

Bunun üzerine yakın tarih üzerine bir tartışma başladı. Gördük ki biz daha dünkü Cumhuriyet tarihini bile bilmiyoruz. Çünkü bilmemizi o Cumhuriyetin kendisi istemiyor.

Ne Mübarek İnsanlar!

Cemaleddin b. El- Ferec, kısaca İbnu’l Cevzî diye bilinir. Hicri 510 yılında doğduğu sanılmaktadır. Hakkında eser yazmadığı ilim dalı yok gibidir. Kur’an ilimleri, tefsir, hadis, akaid, fıkıh, siyer, zühd, va’z, rical, tarih ve diğer ilim dallarına dair yazdığı 185 eserin adını “Sfatu’s Safve”sinin başına koymuştur. Bunlardan bazıları tek cilt olurken, bazıları onlarca cilttir tabi.

Eşitliğin Ve Irkçılık

Bilindiği gibi İslam’ın doğuşunda bir çok yerde olduğu gibi Araplarda ve Kureyşlilerde de çok çirkin, çok kaba bir ırkçılık vardı. Arap olmayanlarla, hatta Arabın fakirleriyle bile oturamayacak kadar gururlu ve kibirli insanlar vardı

Irkçılık Ayrılık ve Savaş Getirir

Irkçının gözünde hiçbir hak hukuk ve değer kalmaz. Onun için tek ölçü ırkçılığını tatmindir. Ne imanın, ne vicdanın, ne ilmin, ne ehliyetin, ne hakkın, ne hukukun, ne medeniyetin, ne insanlığın, gözünde hiçbir şeyin kıymeti kalmamıştır; asabiyet ve ırkçılık adına hepsini yakabilir, yıkabilir!..

Yeryüzünde ırkçılıktan daha akılsız, daha aptal, daha kör, daha duygusuz, daha deni, daha düşük, daha kaba, daha vahşi, daha saldırgan, kısacası daha değersiz bir alçak düşünce yoktur. Dolayısıyla ırkçılıktan daha zararlı bir düşünce yoktur.

Zor Günlerde İlkeler

Bu günler ilginç günlerdir. Bir dönüm noktasında olduğumuz kesin. Herkese düşen görevler vardır. İktidar kadar bize, size ve bütün millete düşen görevlerdir bunlar.

Biz dünyaya bir kere geliyor ve ebediyete gidiyoruz. Burada yaşamak bir imtihandır. Kendimiz ve neslimiz için hayatın anlam ve amacını, istikamet ve saadetini, hayatı var eden bize açıklamıştır. Bu, büyük bir merhamettir.

Onu beğenmeyen akıllılar (!) en azından ne ile yarıştıklarını merak ederek, okumalı ve incelemelidirler. Ancak aptallar meraktan ve düşünceden kaçarlar.

Sayfalar