Yazılar

Oktay Ekşi Ve İlkel Kafa

Oktay Ekşi bana ve her müslümana “ilkel ve bağnaz kafa” diyor. Daha başından ifade edeyim, “mukabele-i bil’misil” hakkımız vardır, aynen kendisine iade olunur.

Siz Kimsiniz Yahu?

www.habervaktim.com’den okuyunca gayr-i ihtiyari ağzımdan şunlar döküldü:

Siz kimsiniz yahu?

Hâşâ, tanrı mı, peygamber mi?

Bizde bu iki kutsal tartışılmaz. Tartışılamaz.

Bunun dışında kalan herkes ve her şey tartışılır.

Yaptıkları, ettikleri, dedikleri tartışılır ve değerlendirilir; alınır veya atılır.

Ancak bilgiden mahrum insanlar, inandıkları, güvendikleri insanlara teslim olur ve onları taklit ederler.

PKK Fitnesi Ve Çocuklar

Son zamanlarda haberlerdeki görüntüler hiç de hoş değil. PKK ve yandaşları tam bir fitne içinde. Sokaklar savaş alanı gibi. Taşlar, sopalar, Molotof kokteyller, gaz bombaları, panzerler, naralar, feryatlar, çığlıklar ve bunca kaosun tam da göbeğinde bir fitneye alet edilen, istismar edilen çocuklar…

Özellikle de orada olmaması, hiç olmaması gereken masum kalası çocuklar…

Bırakın olmamasını, o manzaraları hiç görmemesi gereken hassas ruhlu çocuklar…

Orası ne filim seti, ne Filistin sokakları…

Neden Yalnız TRT? Neden 12 Saat?

Sayın Başbakan Diyarbakır’da konuşuyor: “Şimdi de TRT 2 de günde 12 saat Kürtçe yayın yapılacak…”

Bu bir müjde mi Allah aşkına?

Bırakın Kürtleri, bu bizim gibi Kürt olmayanları bile daha çok sinir etmekte, daha da öfkelendirmekte…

“Aman ne lütuf!” diye alaya sebep olmakta…

“Şimdi de…” dediği, daha önce TRT 2 GAP ta sabahın köründe yapılan yayınlardı herhalde…

O saatte hangi Kürt seyreder o yayınları? Ya da hangi Türk?

Hartlap

Belki birçoğunuz “bu da nedir?” diyeceksiniz.

Haklısınız elbette. Hemen söyleyeyim, “Hartlap”, bizim köyde bol bulunan bir ağaç türüdür. Bodur sayılan, kök ve dalları kırmızı, yaprağı her mevsim canlı bir açık yeşil, hani büyük şehirlerde olsa saksılara girecek, salonları süsleyecek kadar güzel bir ağaç. Ama bizim köylü olunca, benim gibi gariban kalmış…

“İyi de kardeşim, bize ne bundan?” dediğinizi duyar gibiyim.

Belki yine haklısınızdır. Ama bizi bir yerde ilgilendiriyor. Çünkü bu “Hartlap” aynı zamanda bizim köyün de adıdır.

Kürt Sorunu Ve Müslümanlar

Bu konuda üç yazı yazmıştım. Yeri geldikçe yenilerini de düşünüyordum. Ama ilk yazı burada yayınlanır yayınlanmaz, peş peşe yorumlar yazıldı yazı altında. Sanırım sizler de benim gibi okumuşsunuzdur onları.

Bilindiği gibi ben yorumcularla doğrudan tartışmaya girmiyorum. Ama onları okuyor ve değerlendiriyorum. Gerekirse burada yeni bir yazıyla toplu cevap vermeyi veya fikirlerimin anlaşılmayan yanlarını izah etmeyi daha yararlı buluyorum.

PKK İslam’ın neresinde?

Son yazımızda “Kürt sorununu” karşısında Müslümanların alması gereken tavrı yazmıştık.

Bize göre kime yapılırsa yapılsın, bir zulme seyirci kalmak yanlıştır, hele de zalimlere meyletmek, yani sevmek ve desteklemek cehennemde yanmaya sebeptir, bir müslümandan bu beklenmez.

Ama zalim kim, zulüm ne ve de kaç çeşit?

Buradaki yazılarımızı da şahit göstererek “İslam’dan başka bir din, bir sistem, bir yaşama biçimi, bir ideoloji asla tanımıyoruz” demiştik. Bize göre en büyük zulüm, şirk ve küfürdür.

Ya O Ana Da Sizi Evine Almazsa?

Askerle ilgili yazı yazmaktan hiç hoşlanmıyorum. Hoşlanmıyorum, çünkü içimdeki gerçek duyguları açıkça söyleyemiyorum. O zaman da kendimi gerçekten kınanmayı hak eden “takiyyeci”lerden görüyor ve bundan da nefret ediyorum. Bunun içindir o konuda yazmak istemiyorum. Ama ne yazık ki görüyorsunuz işte, bazen mecbur kalıyorum.

Bir ülkede, ya da yüreklerde yeterince özgürlük olmadığında, insanlar ister istemez “takiyyeci” oluyorlar.

Ama bu ülke baştan sona “takiyyeci”lerle dolu değil midir? Kim içindekileri açıkça ortaya koyabiliyor ki?

Can Dündar’a Bunlar Yapılırsa…

Can Dündar, kır saçları, iri gözlükleri ve sakin tavırları ile çok yakışıklı olmasa da şirin biri.

“Acaba kaç yaşında?” diye internete girdim ve öğrendim. 61 doğumluymuş. Demek saçlarını eyyam değil, eylemleri ağartmış.

Çalışkanlığına saygı duyarım. Ama o kıratta olanların hala o kulvarda ömür tüketmelerine de acırım. O çapta olanlar, Cemil Meriç gibi ahir ömürlerinde değil, daha erken yaşlarda kendi kültür ve medeniyetleriyle tanışmaları gerekir diye düşünüyorum.

Bu Sistemi Başörtüsü Bitirecek

Evet, biz erkekler için de biraz utandıracak bir vaziyettir ama bu sistemi “başörtüsü” bitirecek.

Çünkü çehresini çatmış bir nazlı hilal gibi dalgalanan mazlum başörtüsü, uyuyanları da uyandıracak ve bütün bir ülkeye dalga dalga bilinç dağıtacak.

Bir ara daha büyük belalardan sonra gene geldik aynı durağa. Burası ülkenin “başörtüsü” durağıdır.

Manzara malum; asker başörtüsüne karşı ya, yargı da, üniversite de, sistemin şişman kedileri de, onlardan beslenenler de tek sıra ictima etmiş koro haline “istemezüüüük” diye bangır bangır bağırıyorlar.

Niye istemezler?

Sayfalar