Uykunun da Şükrü Var

Malum, her nimetin bir şükrü var ve o şükür kendi cinsindendir.

Uyku da bir nimettir. Hem de ne nimet! İnsan uyku ile dinleniyor, yeni işler yapabilmeye güç yetiriyor.

Yaratılış sebebimiz olan ibadet etmeye de güç yetirmeye imkan veriyor uyku.

Evet, uyku nimetiyle ibadet emanetini koruyabiliyoruz.

Öyleyse, uyku nimetinin şükrü, uykunun bir bölümünü Allah için infak etmek, yani vermektir. Yani, mecburi kalkış olan saban namazı vaktinden biraz daha önce kalkarak, gecenin sonu olan seher vaktinde teheccüd namazı kılmaktır.

Teheccüd’ü terk etmek, uyku nimetine nankörlük olabilir.

“İnsan, rabbine karşı nankördür.” (Âdiyât Suresi 6. Ayet)

Malum, bütün nimetlerin şükrünü eda imkansız. Bir şeyi tamamen yapamasak bile tamamen terk etmek de olmaz.

Bu yüzden gece ibadetini terk ederek uyku nimetine şükür etmeme nankörlüğün de bir haddi olmalı. Onu, kınanacak boyuta vardırmamalı, öyle değil mi?