Biz bu kitabı çok amaçlarla yazdık ama özellikle ikisi daha belirgin olsun diye önsözde öne almak istedik. Birinci amacımız, erken teşhis için erken uyarma ve farkındalık oluşturma ile bir sağlık bilinci oluşturmaktır. Bu gün sağlık sorunu yaşamayan insanların “ben iyiyim, bana bir şey olmaz” dememeleri, sağlıklı yaşamayı öğrenip uygulamaları gerekir.
Elbette bu arada özellikle kronik hastalıklar konusunda nice sıkıntı ve ızdırap çeken, hayatları solmuş binlerce kardeşimiz için, kan ve organ bağışı, araç gereç hediyesi, ziyaret, sevgi ve moral gibi maddî manevî ikram ve yardımlardan neleri yapabileceklerini düşünmeleri gerekir. Hayat bu, belli olmaz, hiç unutmayalım, her sağlıklı insan aynı zamanda potansiyel bir hastadır, öyle değil mi?
İkincisi de şudur; kim ve ne olursak olalım, hangi konumda ne iş yaparsak yapalım, hangi durum ve ortamda bulunursak bulunalım, bizi yaratanın kanunu böyledir, her an ve mekânda bizi hastalık ve musibetlerle imtihan edebilir, her an her şeyimiz değişebilir. Yaratanın ve her nimeti verenin geri alma hakkı da vardır. Mademki bizi “bakalım hangimiz daha güzel amel edecek?”(Mülk, 2) Diye imtihan için yaratmıştır ve ahirette bundan hesaba çekecektir, öyleyse sınavın zamanını, zeminini, şartlarını, şeklini, miktarını o belirleyecektir. Bu yüzden her an irademiz dışında -Allah korusun- sağlığımızı kaybederek hasta olabilir, sakat kalabilir, elimizdeki nimet ve imkânları kaybedebiliriz.
İşte o zaman dahi, hayata olan bağlılığımız bitmemeli, mutluluğumuz gitmemeli, neşemizi kaybetmemeliyiz. Kaderimize razı olarak hamd ve şükür içinde yeni vaziyetimizle barışık olarak yaşamaya devam etmeli, bu arada şifa için elden geleni yapmalıyız. Hatta hastalık ve sakatlıklarımızı, engellerimizi birer fırsata dönüştürmeli, bunlardan yeni kazanımlar üretmeliyiz.